11. Hafta Bültenimize Hoş Geldiniz!
Öncelikle geçen hafta yayınladığımız 50 sözcüklü dosyayagösterdiğiniz büyük ilgi için teşekkür ederiz. Açıkçası bu kadar çok kez indirileceğini tahmin etmiyordum. Ayrıca farklı kanallardan ilettiğiniz olumlu yorumlar için de teşekkür ederiz. Bu çabanın itici gücü gerçekten gösterilen ve yansıtılan ilgi. İyi ki varsınız ve umarım size İspanyolca öğrenme yolculuğunuzda yardımcı olmaya devam edebiliriz.
Yeni projeler geliştirmek için epey ilham doluyuz. Hatta bizim İspanya’da 4 yıldır severek takip ettiğimiz Masterchef İspanya 26 Mart’ta başlayacak. Türkiye’deki versiyonundan farklı olarak Masterchef İspanya son derece başarılı ve gerçekten İspanya’daki yemek kültürüne ve mutfak sanatlarına odaklanıyor, ayrıca her bölüm bir İspanyol şehrini tanıtıp o şehirde yemek yapılıyor. Bu da tek tek şehirleri tanımanızı da sağlıyor. Ayrıca İspanya’daki süper star gibi algılanan şefleri ve yemek yapma biçimlerini de görebiliyorsunuz.
Bir kültürü tanımanın en iyi yollarından biri yemekle ilişkisini keşfetmek olduğundan programı izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. İspanyolca altyazılı olarak RTVE’nin sitesinden izleyebileceğinizi unutmayın. Hatta programda geçen sözcükleri, mekanları, yemekleri ele alabileceğimiz özel bir sayı bile yapabiliriz isteyenlerle. Bu haftayı yemekle ilgili sözcüklere ayıralım. Takipte kalın! 🙂
Haftanın İspanyolca Sözcükleri
cocinar (fiil): Yemek pişirmek.
- El cocinero necesita una cocina más grande para cocinar platos sofisticados.
- Aşçı, daha sofistike yemekler pişirmek için daha büyük bir mutfağa ihtiyaç duyuyor.
comensal (isim): Davetli. Misafir.
- Tenemos que sacar los platos antes de la llegada de los comensales.
- Davetliler gelmeden önce tabakları çıkarmamız gerekiyor.
anfitrión (isim): Ev sahibi.
- Un buen anfitrión crea un ambiente agradable y relajado para sus invitados.
- İyi bir ev sahibi, misafirleri için hoş ve rahat bir ortam yaratır.
saborear (fiil): Tadına bakmak. Tadını çıkarmak.
- Siempre hay que saborear lo que estás cocinando
- Her zaman pişirdiğin şeylerin tadına bakmalısın.
alimento (isim): Gıda.
- Si no comes alimentos sanos, no puedes tener una vida sana.
- Sağlıklı gıdalar yemezsen, sağlık bir yaşama sahip olamazsın.
Haftanın İspanyolca Şarkısı
Alonso y Bernardo – Sigue Feliz
Evet, bu şarkıyı o ünlü diziden biliyorsunuz. 🙂 Adını söylemeyeceğim, siz tahmin edin.
Müziği ve sözleriyle çok güzel bir şarkı olduğu için aşağıya linkini bırakıyorum.
Haftanın İspanyolca Filmi
“Biutiful, yönetmenliğini Alejandro González Iñárritu’nun yaptığı 2010 yılı Meksika-İspanya yapımı filmdir. Filmin başrolünde Javier Bardem oynamaktadır. Filmin ismi Biutiful, İngilizce beautiful kelimesinin İspanyolca telaffuzundan kaynaklanmaktadır.” – Vikipedi
Pembe çizilmiş bir Barselona yaşamı için Woody Allen’nın “Barselona, Barselona” (Vicky Cristina Barcelona) filmini, bunun tam tersi bir perspektif için Iñárritu’nun “Biutiful” filmini izleyebilirsiniz. Bonus, ikisinde de Javier Bardem var!
Bülteni Bitirirken.
İspanya’ya yapılan yabancı yatırımlarının neredeyse %80’i Madrid Özerk Bölgesi’ne yapılıyor. İkinci sırada ise Katalonya var ama yatırım miktarı açısından Madrid’in bir hayli gerisinde.
**
Pueblos Blancos’u hiç duydunuz mu? Endülüs Özerk Bölgesi’nde bulunan ve birçok köyü içinde barındıran bu muhteşem köyleri keşfetmenizi tavsiye ederim. Örneğin, Setenil de las Bodegas’ın fotoğrafları bir ara Türkiye’de epey ünlüydü.
**
Türkiye’deki şarkıcılar da bir zamanlar İspanyolca şarkılar söylemeyi denediler. Bunun küçük bir koleksiyonunu yapmayı denedim. Serdar Ortaç, Sinan Özen, Müge Zeren… Sinan Özen’in “Quiero comer tus labios” şarkısı hala kulaklarımda. Ekteki linke eklemediğim bildiğiniz şarkılar varsa lütfen iletin, listeye ekleyelim.
İyi bir hafta geçirmenizi dilerim.